Hindi eti, tavuksular takımına ait olan sülüngiller familyası içerisinde bir alt familya oluşturan kanatlı hayvana verilen isimdir. Amerika'ya ilk göç edenler tarafından keşfedilmiş ve 17. yüzyılın başlarında Avrupa'ya getirilmiştir. Günümüzde eti için yetiştirilen bir kümes hayvanı olarak tanınmaktadır. Hindi, iki türü ile bilinmektedir: Meleagris gallopavo ve Meleagris ocellata. Meleagris gallopavo, Doğu ve Güney Amerika kökenli olup, 1 metreye kadar büyüyebilirken, Meleagris ocellata ise Meksika Yucatan menşeilidir ve belirgin bir şekilde daha küçüktür.

Hindi eti, yüksek besin değerine sahip olup, düşük yağ ve kolesterol içeriği ile yeterli ve dengeli beslenme için ideal bir seçenektir. Önceleri, yılbaşı sofralarına özgü olduğu düşünülen hindi eti, son yıllarda büyük şehirlerin market raflarında daha fazla görülmektedir. Artık entegre hindi üretiminin ülkemizde yirmi yıllık bir geçmişi olduğundan söz edebiliriz. Giderek artan talep olsa da günlük beslenme içinde hindi eti, hak ettiği yeri bulamamış ve yeterli ilgiyi kazanamamıştır. Oysa hindi eti, kolesterol değeri düşük, protein değeri yüksek olan hayvansal bir protein kaynağıdır. Bu sebeple, hayvansal yağları azaltmayı öneren sağlıklı beslenmenin önemli bir parçasıdır.

Hindi eti, B vitaminleri açısından oldukça zengindir. B1, B2, B3, B12 vitaminleri bakımından zengin olan hindi eti, özellikle kalp damar hastalıklarının tedavisinde önemli olan niasin içermektedir. Bu nedenle, kalp ve damar sağlığı açısından uygun besinler arasında yer almaktadır. Hindi etinde, B9 vitamini olarak bilinen folik asit de bulunmaktadır. Folik asit, özellikle anne adayları için önem taşır ve bebeklerin beyin gelişimi için kritiktir. Ayrıca, homosistein düzeyini azaltmasıyla bilinir. İçeriğindeki B12 vitamini, kansızlığı önleyerek hücre gelişimini destekler.

Hindi ve tavuk etlerinin sodyum (Na) miktarı, kırmızı ete oranla düşüktür. Bu nedenle, düşük sodyumlu diyetler için de uygun bir protein kaynağıdır. Hindi etinde fosfor, potasyum, magnezyum ve demir gibi önemli mineraller bulunmaktadır. Hindi etinde bulunan diğer bir mineral ise çinkodur. Çinko, yaraların iyileşmesi, bağışıklık sistemi, vücudun yağ, protein ve karbonhidratları sindirmesi için son derece önemli bir mineraldir. Cinsel sağlığa olumlu etkisi olup, testosteron ve spermlerin artmasına katkı sağlar. 100 gram hindi etinde 1,7 mg çinko bulunmaktadır.

Hindi eti, antioksidan özellik taşımaktadır ve yaşlanmayı geciktirir. Hindi etinde bulunan az miktardaki selenyum, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmektedir. Selenyum, tiroit hormon metabolizmasında ve antioksidan olarak görev yapar. Mutluluk veren bir besindir. Hindi eti, triptofan adı verilen aminoasit yönünden zengin bir besin kaynağıdır. Triptofan, beyinde mutluluk hormonu olan serotonin ve uykuya etki eden melatonin hormonlarının salgılanmasına yardımcı olmaktadır. Triptofan açısından zengin besinler, bu özellikleri ile rahatlamaya ve uykuya dalmaya yardımcı olmaktadırlar. Triptofan içeren besinlere örnek olarak, hindi eti, süt ve muz sayılabilir.

Kanatlı etlerinin beyaz kısmı, siyah kısmına göre daha az yağ içermektedir. Hindi ve diğer kümes hayvanları çok yürüdükleri için butları, göğüs etlerine oranla genellikle daha koyu renkli olmaktadır. Miyoglobin, kas lifinde bulunan kırmızı renkli bir pigmenttir ve kas hücrelerine oksijen taşır. Miyoglobin proteini ne kadar çok ise doku da o kadar koyu renkli (ya da daha kırmızı) olmaktadır. Demir, ete kırmızı rengi veren miyoglobinin yapısında bulunur. Bu nedenle, tavuk ve hindi etinin siyah kısmında demir içeriği beyaz kısımlarına göre daha yüksektir. Kırmızı ete yakın bir renkte olan hindinin but kısmı, kaslara oksijen taşıyan destekleyicilerin ve protein taşıyıcılarının fazla olduğunun göstergesidir.

Hindi eti, yüksek protein, düşük yağ ve kolesterol içeriği ile sağlıklı bir beslenme için ideal bir seçenektir. Zengin vitamin ve mineral içeriği ile kalp damar sağlığını desteklerken, bağışıklık sistemini güçlendirir ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlar. Günlük beslenme alışkanlıklarına hindi etini dahil etmek, dengeli ve sağlıklı bir diyet için önemli bir adım olabilir.